Psycho: Suçlunun Psikolojik Analizinin İlk Adımı ve Gününüz Toplumuna Yansıması
- Zehra Ekin Can

- 23 Eki
- 2 dakikada okunur
Sinemada ötekileştirilmişlerin hikayesinin anlatılması, Hitchcock'un 60 yapımı "Psycho"su çıktığında, hiç de yeni bir konsept değildi. Bazı seyirci kitleleri; her gün görmedikleri, sıradan olmayan ve anormallikleri içinde bulunduran yapımları izlemeyi halihazırda seviyordu. Fakat "Psycho", o zamana kadar hiç yapılmamış bir şey yapıp hala sürmekte olan bir kültür fenomenine yol açtı.

Film anlattığı hikayede olan biten bu sıra dışı olayların "ne" olduğunu geride bırakıp "nasıl" olduğuna odaklandı. İşte o zaman, bu sıra dışı olaylara yol açan norm dışı kişiler beyaz ekranda edilgen bir nesne olmayı bırakıp, aktif bir özne haline geldi.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan ve kültleşmiş "Norm Bates" adlı karakteri anlatan bu hikaye; özellikle ABD'nin "cadılar bayramı" kültürüne direkt hizmet etmesi, o zamana kadar kullanılmamış müzik efektleri, hikayenin tüyler ürperticiliği, karakterin bir şekilde psikanaliz yoluyla insallaştırılması ve seyirciye yakınlaştırılmasıyla bir kültür simgesi haline geldi.
Bir domino etkisine yol açıp ondan sonra gelen korku türünün büyük etki bırakmış The Silence of The Lambs, The Texas Chainsaw Massacre, The Shining, Se7en, Black Swan ve daha birçok örneği olan filmlerde etkilerini görebildiğimiz bu film, adeta sinema sektöründe bir boşluğu doldurmuş, insanların beyaz perdeden ne istediğini çözmüş gibiydi: Onlara uzakta kalan ama çok da uzak hissettirmeyen trajedi ve dehşet dolu kişi ve hayatlar. Filmdeki karakterin gizemli yapısı, bir insanın gerçekten bu kadar çarpık düşüncelere sahip olabileceği ve bunun psikolojik bir nedeni olabileceği fikri, seyircinin ilgisini bir daha hiç üzerinden ayrılmayacak şekilde çekmişti.
Film ilk çıktığında sansasyonel bir etki bırakmış, vahşet dolu sahneleriyle seyirciyi etkisi altına almış, çıktığında "orijinal seyirci kitlesinin gördüğü en korkunç film" olarak nitelendirilmiştir. Günümüzde ise film ziyaret edildiğinde bu bilgiler ışığında bir farkındalık oluşmasına yol açıyor: Film, başarılı ve gerilim dolu bir yapım olmasının yanı sıra, türün günümüzdeki diğer filmleriyle karşılaştırıldığında, yansıttığı şiddet bakımından bu filmlerin yanında neredeyse PG-13 (13 yaş altı ebeveyn kontrolünde izlemelidir) bir film olarak kalıyor.
Peki değişen bu kültleşmiş yapım mı yoksa sinemada senelerdir sistematik yansıtılan ve derecesi git gide artan şiddete maruz kalan seyirci kitlesi mi?
Hikayesi karışık, seyirciye sürekli "peki ama neden?" sorusu sorduran bu cani kişilikler, sorunun belki cevaplanabilmesi olasılığıyla kitleyi elinde tutuyor. Bu bedenle podcastlere, dizilere, "true crime" belgesellere, filmlere konu olan bu tür aslında insanın en temel içgüdüsüne meydan okuyor: Her şey bir neden ve anlam barındırmalı.
Türün yapımlarında yapılan psikolojik değerlendirmeler ya da karakterin hikayesinin verdiği cevaplarla belki de tatmin olan ve kendi korkusunu bu sayede mantık çerçevesine oturtabilen kitle, bu sefer de daha fazlasını istiyor. Daha fazla trajik hikaye, daha karışık karakterler, daha korkunç sahneler ve cevaplanması daha karışık nedenler ve sonuçlar.
Türün bu doyumsuzluğu ayrıca bazı ahlaki soruları da beraberinde getiriyor. Özellikle gerçek hikayelere dayanan yapımlarda, sinema sektörü bu öğeleri kurbanların acısı üzerinden yarar sağlamak için mi kullanıyor? Trajediler, sinema sektörü için bir sermaye haline gelmiş olabilir mi? Peki eğer durum buysa bile, hayatın gerçeklerini sinemaya taşımakla yükümlü sinema bu hikayeleri anlatmaya çekinirse otantikliğini kaybeder mi? Çekilmesi gereken bir çizgi var mı var ise nerede?
Daha ayrı bir ahlaki bakış açısı ise, bu tarz filmlerin yansıttığı şiddetin, tekrar edişe yol açıp benzer suça ilham olmasıdır. Bu olay fırsat teorisi, desentizasyon teorisi ve sosyal öğrenme teorisi bakımından incelenebilir.
Korku türünün kökeninin derinliğine bakıldığında, artık gerçek hayatın mı filmlere ilham olduğu, filmlerin mi gerçek hayatı etkilediği artık insan yapımı ve suni, bir bulanık konsepttir.
Zehra Ekin Can




Yorumlar