The Ugly Stepsister: Evvel Zaman İçinde Bir Güzellik Sermayesi
- Zehra Ekin Can

- 16 Eki
- 1 dakikada okunur
Norveç, Polonya, Danimarka ve İsveç’in ortak yapımı olan, ilk gösterimini Sundance Film Festivali’nde yapan ve İngilizce’ye çevirisi “The Ugly Stepsister” (Çirkin Üvey Kardeş” olarak yapılmış olan bu korku-komedi, kültleşmiş “Cinderella” hikayesine farklı bir perspektiften bakıyor.

Bu sıralar beyaz perdede ivme kazanan “body horror” trendini devam ettiren film; korku, fantezi, komedi ve drama türlerini bieleştiriyor. Yönetmenin, çekim açıları ve renk kullanımlarında sıkça kullandığı feminen dokunuşlar, güzellik standartlarından en çok etkilenen kitle olması da göz önüne alındığında aynı zamansa bir çarpıklığı da yansıtıyor. Kurgusal bir evrende geçtiği norm olarak kabul edilmese sanki bir dönem filmiymiş atmosferi yaratan film, neredeyse Sofia Coppola’nın film estetik anlayışını yansıtan dokunuşları ile yönetmen Emilie Kristine Blichfeldt’in karanlık yorumuyla birleşip izleyiciyle buluşuyor.
Bilinen masaldaki Külkedisi karakterinin “çirkin” üvey kız kardeşi tarafını anlatan filmde, uluslararası masallara olan bu tutum, aslına bakılırsa yeni bir konsept değil. Özellikle İkinci Dalga Feminizm ile kadınlar yazılı ve görsel medyadaki temsil edilişlerini derinlemesine incelemeye başlamış, klasik masallar da bu eleştirilere tabii tutulmuştur. Dilbilimciler tarafından da sorgulanan bu konsept, özellikle Eleştirel Söylem Analizi (CDA) kapsamında çokça eleştirilmiş ve masallarda kullanılan dilin ve seçilen kelimelerin kadına verdiği önemi incelemiştir.
Kadının varlığının erkekle olan ilişkisine indirgenmesi ve kadın karakterlerin genel olarak derinliğinin bulunmamasıyla eleştirilen bu yapımlar, genelde artık şirketler tarafından uyarlanırken günümüz modern kadın anlayışına adapte ediliyor, ya da odak daha çok aile ilişkisi ve kadının öz benliğine odaklanan animasyon ve çocuklara yönelik fantezi unsurlarına yöneliyor.
Örneklerini daha önce gördüğümüz bu eleştirel tutumu güzellik standartları üzerinden yorumlayan “The Ugly Stepsister”, kadının bedeninin duyulan estetik kaygılar ışığında sermayeleşip bu alanların kendi piyasasını oluşturması, “pretty privilege” (güzellik imtiyazı), beden disforisi, ve kadın bedeninin sembolik sermaye oluşturması gibi yorumlamalara perde aralıyor.
Zehra Ekin Can




Yorumlar